Kentsel Muhalefetin Yerel Seçimlerde Aldığı Tutum Üzerine Bir Tartışma
Kuzey Ormanları Savunması sosyal medya hesabının, CHP’nin Pendik belediye başkan adayı olan Tarık Balyalı’nın bir propoganda videosunu alıntılayıp “İstanbul Pendik, Kuzey Ormanları’nın ilçelerinden biridir. Tarık arkadaşımız da omuzdaşımızdır. Pendik’i ve kırsalı birlikte koruyacağız. #PendikteBirlikte” şeklinde paylaşması üzerine Durruti Dumange isimli bir hesaptan şu şekilde bir itiraz geldi:
DD: Bir değil, iki değil. Bir dönem İstanbul’un en büyük ekoloji muhalefeti örgütü Kuzey Ormanları Savunması sürekli İBB güzellemesi yapıyor. İmamoğlu İBB’sinin sicili tertemiz de değil, velev ki öyle olsa bile bu kadar garantörlük, güzelleme bir ekoloji örgütü için çok fazla. Mesele sadece Tarık Balyalı değil (ki belediyelecilik rant işidir-muhakkak imar rantına bulaşacaktır-), sosyal medya hesabınıza göz gezdirin. Eleştirel, muhalif, denetleyici, bağımsız pozisyona zarar verecek noktaya gidiliyor. Dostane bir düşünün, KOS köklü kolektif emeğin ürünü.
Benim retweetime yanıt verdiği için sevgili Murat Cemal’in yazdıkları bana bildirim olarak düştü.
MCY: Birlikte mücadele verdikleri bir kişi başkan adayı olmuş, elbette destek olacaklar. Bence verilen desteklerdense verilmeyen tepkiler hedefiniz olsun.
Ayşe Yıkıcı isimli bir şehir plancısı da “Kuzey Ormanları mücadelesine destek veren omuz veren herkesi desteklemek Kuzey Ormanlarını, doğal alanları, kırsal alanalari koruyan, savunan herkesi desteklemek ormanı savunmak kadar meşrudur.” şeklinde bir destek tiviti atınca iyice tetiklendim ve şunu yazdım:
RO: Kuzey Ormanları’nı savunmak gibi tüm İstanbulluları ilgilendiren önemli bir iddiadan hareketle sağlanan kolektif moral birikimin, kurumsal siyasetin kısır mekanizmaları içinde yukarıdan aşağıya belirlenmiş bir adaya kanalize edilmesine neden itiraz edildğini anlamıyor olamazsınız. Tarık Bey’in kişiliğine güvenle seferber edilen kredinin onun bir aktör olarak yapacaklarına sınır koyamayacağı açık değil mi? Seçildikten sonra Ormanların hilafına bir uygulamayı gündeme getirdiğinde yapılacak itirazlar bugünden aşındırılan “mesafe” yüzünden itibar görmeyebilir. Kuzey Ormanları’nı savunmayı bir dernek faaliyeti haline getirip bu çerçevede bir meşruiyet kazandırdıysanız arkasındaki toplumsal desteği güç odaklarının tesir alanından belli bir mesafede tutma sorumluluğunu da üzerinize almak zorundasınız. Dernek mensuplarının kişisel kanaatleri ya da yoldaşlık hukukunu nasıl kurdukları kimsenin ilgi alanında değil, olamaz da. Dolayısıyla itiraz da bu eksen üzerinden kurulmuyor. KOS’un kuruluş manifestosu ya da dernek tüzüğünde ifade ettiği çerçeveyle çelişik bir durum var ortada. 2019 sonrası, elde edilen kazanımları korumak adına tüm muhalefet bileşenlerinin belediye etrafında konsolide olması kentsel muhalefeti boğuyor. Uzun ve zorlu deneyimler sonucunda elde edilen meşruiyetin bu kadar kolay harcanması gelecek adına umut kırıcı maalesef. Ben Tarık Bey’i tanıyorum, severim de kendisini ama çok daha iyi tanıdığım onlarca kişinin bu tür mikro iktidar ilişkileri içinde kaybolduğunu çok defa tecrübe etmiş biri olarak bu tür koşulsuz desteklerin ona zarar vereceğini rahatlıkla iddia edebilirim.
MCY: Tarık beyi ben de tanımıyorum. Ama bugüne kadarki doğa savunusunu bir referans görüyorum. Doğa savunucusu bir derneğin doğa savunucusu olarak bir adaya destek açıklaması olması gerekendir. (Okuduğum metin ne İBB’ye ne CHP’ye güzelleme içermektedir.) Doğa savunucusu bir dernek aynı zamanda Tarık beyin takibini diğer aday/başkanlardan daha da büyük bir hassasiyetle yapmalıdır. Yaptıkları ve yapmadıkları gözden kaçar, doğa savunucusu dernek bahsi geçen ilişkiler ağına yenik düşerse hep birlikte eleştiririz. Derneği çokça takip ediyor değilim. Bu tür bir destek açıklamasının temsiliyeti nedir bilemiyorum, temsiliyet meselesini elbette önemsiyorum. Yine sürekli bir IBB güzellemesi varsa, eleştiri gelmiyorsa da sorunlu elbet ama yoldaş saydığına destek sunmak başka bir durum. Son kertede bir mücadele arkadaşının gelecekte yapabileceklerinden dolayı desteksiz kalması bana fazla muhafazakar ve temkinli geliyor. Geçmiş yaşanmıştır, desteği gerektirir; gelecek eleştiri gerektirebilir.
ES: Tarık Balyalı ismininin ve yaptıklarının ötesinde bir destek ve omuzdaşlık kurulacaksa da bunun yönteminin bu sosyal medya paylaşımı olduğunu düşünmüyorum.Kolektif bir kent savunusu hareketi birçok dinamiği göz önünde bulundurmalıydı bana kalırsa. Üstelik İBB’nin mevcut yönetiminin kent politikalarına dair birçok eleştirinin de farkli kent hareketleri tarafından dillendirildiğini, bünyesinde çalışan arkadaşlarımız hakkında alınan haksız kararları düşünürsek bu paylaşımın daha tuhaf bir yere tekabül ettiği kanısındayım.
MCY: Birlikte mücadele verdikleri bir kişi başkan adayı olmuş, elbette destek olacaklar. Bence verilen desteklerdense verilmeyen tepkiler hedefiniz olsun.
TGK: Buradan detaylı tartışmak güç ve fakat şunu düşünüyorum epeydir; öncelikle Murat hocam “verilen destekler ile verilmeyen tepkilerin” birbiriyle karşıt şeyler olmadığını gözlemliyorum. Ayrıca bir toplumsal hareket sistemsel olana eleştirel mesafesini korumaya gayret ederken +
MCY: Karşıt değiller elbet. Ama her zaman aynı şey demek de değiller. Destek verildiğinde değil, tepki verilmediğinde ses çıkarmak bence daha anlamlıdır. Desteğin tepkisizliğe eşdeğer kılınması bir varsayım yalnızca.
TGK: Tabii aynı şey de değil. Ancak tepki veya destek vermenin ilkeleri aynı esasen. Bir politikacıya tepkiyi de desteği de bulunduğu konumdaki icrası üzerinden deneyimle verebiliriz. Her ikisi de şu aşamada birer varsayım -göreve gelinince görülecek-. O nedenle hele de KOS gibi toplumsal hareketler birey desteği yerine ilkeleri, yapma biçimlerini işaret ederse ileride de hesap sorabilme zemini hazırlar, mesafesini korumuş da olur. Bir yapı/oluşum çoğul olduğu için bireysel işaretlemeler ilkesel olarak doğru olamaz. Örneğin AKP/Kurum eleştirisi de ilkesel, şahsın icraatları üzerinden, parçası olduğu yapının ideoloji nedeniyle,hatta sistemsel kentleşme politikası bağlamında vs.Bu yaklaşımla CHP adayı da neden farklı bir muameleye maruz kalsın,bir yapının ilkesel tutumu dururken destek şahsileşsin?
MCY: Bugün bir partiden aday olmak kişinin geçmişini silmez, yapacaklarıdır bu yargıyı oluşturacak olan. — Neticede ne adayı tanırım ne KOS’un örgütsel yapısını. Sanki kişisel bir savunmaya dönüyor bu şekilde. Ben şunu demiş olayım, KOS kendi örgütsel yapısı içinde böyle bir destek açıklama hakkına sahiptir; eğer aday mücadelenin içinden çıkma birisiyse ben bunu anlamlı da bulurum. Mesele partiden bağımsız kişiyle ilişkili çünkü benim gözümde. Bu örgütsel bir karar değilse ve aday da soru işareti ise elbette yanlış yapılmıştır. Açıklanan desteğin ne olumlu ne olumsuz yönde bundan sonra KOS’u bağlaması gerektiğine inanmıyorum. Adayın ne yapacağı, buna karşı KOS’un ne yaptığı ve/veya yapmadığıdır bağlayıcı olan. Bence:)
TGK: iç işleyişe ve etik ilkelere değinen bu son iki mesaja hiç katılmıyorum maalesef :) Elbette KOS’u bağlar bu açıklamalar, hesabı kim/ler yönetiyorsa onları daha çok bağlar hatta :) Yani en azından KOS dışarıdan gözüktüğü/okunduğu gibi bir yapıysa bağlamalı :)
MCY: Buradan yazışmak kısıtlı alanda sanırım zorluyor bizi. Çok gerekli de değil. Ama neye katılmıyorsunuz anlamıyorum. Kos örgütsel bir karar alıp bir adayı destekleyemez mi diyorsunuz yani? Buna nasıl biz karar verebiliriz ki? Kişisel bir kararla paylaşılmışsa yanlıştır diyorum.
MCY: Birlikte mücadele verdikleri bir kişi başkan adayı olmuş, elbette destek olacaklar. Bence verilen desteklerdense verilmeyen tepkiler hedefiniz olsun.
CÇ: Türkiye tarihi kolektif yapıların, sendikaların filan böyle destekleriyle dolu. Zamanla “meşru”laşmış haliyle. Tarık beyi tanımam, iyi bir insan olabilir ama mesela kamuya ait ve birkaç yıl içinde tümüyle kamunun eline geçecek olan bir arsanız satışında ne söylediğini bilirim. Demem o ki, bu tutumunuzu doğru bulmuyorum ve bunun Tarık beyin kimliğiyle, kişiliğiyle ilgisi yok. Yerel yönetim dediğiniz bin türlü aktörü içeren oluşumlar, iyi insanları serbest piyasa ilişkilerinde eritmeye muktedir güçler var. Olası yanlış tutumları sizi de bağlayıverir (link). — Bu arada KOS üyesi değilim, aldığınız bir karar var ise elbette bu üyelerinizi ve sizi bağlar ama twitter bir tür kamusal alan, bu şekilde paylaşım yaptığınızda bize de söz söyleme alanı açmış oluyorsunuz.
MCY: Neticede ne adayı tanırım ne KOS’un örgütsel yapısını. Sanki kişisel bir savunmaya dönüyor bu şekilde. Ben şunu demiş olayım, KOS kendi örgütsel yapısı içinde böyle bir destek açıklama hakkına sahiptir; eğer aday mücadelenin içinden çıkma birisiyse ben bunu anlamlı da bulurum.
ES: Ben buna katılmıyorum hocam.Kos gibi kent savunuları sadece koordinasyonlarından ibaret değiller ve daha kapsayıcı bir söz uretiyorlar.kisinin ismi ve durusundan bagimsiz bir partiye oy istenen bir video paylasimi yapacak bir yapı olamaz bu kadar da değil artik. Kos un koordinasyonuna girmemekle beraber kurulus döneminde eylemlerini, kamplarini sozünu mücadelesini de takip etmis birisi olarak siyasi yapilara zaten bu kadar mesafesizlesmenin elestirinin önüne en basta kestgini, mücadele hattina zarar verdgini dusunuyorum. Buarada benim elestrilerim koordinasyona da iletmiyor sanirim bana cevap yazilmadigina göre.
MCY: Destek paylaşımı daha doğru yöntemle, daha özenli sözle yapılmalı bence de ama mücadele arkadaşım aktif siyasete giriyorsa ben dayanışma göstermek taraftarıyım. Partisinden bağımsız kişiye sunulan dayanışma alanı tüketilirse karşısına dikilirim. Duygular benim hayatımda önemli.
ES: Benim demek istedgim kisiyle dayanisma destekleme yöntemi yanliş zaten.sonucta bu isim siyasi parti adayı.kos müsterek ve kolektif bir yapı ise pozisyonu videodaki imamoğlundan farkli olmalı.Duygular sizin de dediginiz gibi kişiseldir. Biz ortaklasılan bir mücadele hattindan, söylemden bahsediyoruz. Üstelik salt koordinasyon kisilerinden de degil cagrisiyla, politik sözüyle her an çoğalma iddiasındaki bir hareket aynı zamanda
MCY: Duygu siyaseti diye bir şey var literatürde giderek büyüyen. Yani, kişisel bir mesele değil duygu. Tam da yapının siyasetini, ilkelerini, eylemlerini belirliyor. Bu örnekte bir vefa, dayanışma seslenişi var. Nihayetinde bunlar hep tercihtir. Bu tercihi yapmak da KOS’un hakkıdır.
ES: Duygu siyaseti konusunda haklısınız bahsettiginiz duygunun bireyselliğini işaret etmek isterken yanlış bir genelleme yaptın
KOS’tan Gelen Açıklama
Hocalar selamlar. Sizi çok seviyoruz. Biz hala bu çok dertli ülkede direnmeye çalışan, şüphesiz bir çok yanlış yapan, ve maalesef yalnız kalmış bir toplumsal hareketiz. Bu hesabı yüzde yüz gönüllü olarak yönetmeye çalışan bir grubuz. KOS un sadece sesiyiz. KOS bir admin veya yıllarca forum yapmadan işletilen bir “klik” hesabı da değiliz. Sanıyoruz siz de görüyorsunuzdur. Sizin ve diğer arkadaşların tüm eleştiri ve önerilerini KOS yürütmesine ilettik. Ama sizin de takdir edeceğiniz üzere bir toplumsal harekette kararlar ve cevaplar bu zamanda kısa sürede verilemiyor. Ama sizin ve tüm arkadaşların kıymetli eleştiri ve katkıları değerlendirilecektir. Açıklama yapacağızdır sanırız:) Ama emin olun ki mücadelemize zeval getirecek hiç bir ilişkiye girmedik ve girmeyiz. Biz bugüne kadar sadece dünyanın ve ülkenin ormanlarını layıkıyla savunmaya çalıştık. Yanımızda olan omuzdaşlarımızla birlikte. Umarız sayenizde devam edeceğiz. Toplumsal hareket konusunda yapılan eleştirileri değerlendiriyoruz. Can başta Esin Köymen, Candan Yüceer gibi bize destek vermiş bir çok arkadaş için en az Tarık arkadaşımız kadar “temenni” tiviti attık. Kimsenin araç konvoyunda gezmedik:) Temennimiz savunduğumuzdur.